Tarih boyunca ağacın insanın en büyük ve vefakâr destekçilerinden biri olduğunu söylemek yanlış olmaz. Yemişleri ile karın doyuran, kovuğunu barınak kılan ve sonunda gölgesinde soluklanılabilen ağaç, insanlığın kendisiyle bağlantılı bir yaşam sürmesini sağlamıştır. Ağacın işlenmesiyle ahşap hâliyle konutunu, kamusal mekânlarını, ibadethanesini inşa eden insan; ahşabı gündelik yaşamında kullanmasının yanı sıra; onu sanata ve zanaate dönüştürerek ağacın verdiklerini en iyi şekilde kullanmıştır.
Türk zanaati gelenekleri içinde yer bulan baston yapımı, bunların arasında en önemlilerinden biridir. Ekseriyetle ceviz ağacından imal edilen bastonlar işlevsel olmaları bir yana, aksesuar olarak da kullanılarak önemli bir boşluğu doldurmaya hizmet ederler. Belli ebatlarda kesilen ağaçlar türlü işlemlerden geçirilmenin ardından baston olarak üretilmeye hazır hâle gelir.
Bastonun gövde, uç ve sap olmak üzere üç farklı bölümü vardır; süsleme öğeleri genel olarak sap kısmında yoğunlaşır. Figürlü, topuz biçimli ve çengel biçimli saplar için farklı materyaller de (boynuz, kemik, vd.) tercih edilebilir. Dahası gövde de oyma, boyama, kakma benzeri tekniklerle süslenebilir. Baston, diğer adıyla (asâ) kullanımının farklı kültürlerde otoriteyle, asaletle, zarafetle ya da bilgelikle ilişkili olarak düşünülmesi bu objeye atfedilen önemi yükseltir.
Günümüzde baston yapımının merkezleri arasına Bitlis’in Ahlati Sakarya’nın Taraklı ve Zonguldak’ın Devrek ilçeleri ile Karabük dahil edilebilir.