Diyarbakır’ın Sur ilçesinde, 2015 yılında PKK’lı teröristlerce gerçekleştirilen saldırılarda zarar gören, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca sağlanan kaynakla Vakıflar Genel Müdürlüğünün kontrolünde restore edilen Surp Giragos Ermeni Kilisesi’nin açılış töreni T.C Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un katılımıyla gerçekleşti
Törende konuşan Ersoy, Diyarbakır’ın farklı kültürlere, inançlara ev sahipliği yapmış, medeniyetlerin beşiği olan, ülkenin kadim şehirlerinden biri olduğunu söyledi.
“Tarihi, kültürü, sanatı, doğal güzellikleri ve mimarisiyle de çok güçlü bir şehirden söz ediyoruz. Fakat Diyarbakır’ın en önemli özelliklerinden birisi de sokaklarında, meydanlarında hemen hissedilen o derin hoşgörüsüdür.” diyen Ersoy, Diyarbakır’ın hoşgörünün, kardeşliğin, farklı kültürlerin huzur içinde bir arada yaşadığı kadim bir şehir olduğunu belirtti.
Ersoy, Diyarbakır’ın sahip olduğu tüm bu özellikleriyle bugün dünyanın en önemli tarihi kentleri olarak kabul edilen şehirlerin de bir adım önünde olduğuna işaret ederek, “Bugün özellikle Avrupa’da milyonlarca turistin gezip ziyaret ettiği, tarihi kentler olarak bilinen birçok şehrin Diyarbakır kadar güçlü bir tarihi bulunmamaktadır. Bu şehirler Diyarbakır kadar farklı kültürleri içerisinde barındırmamaktadır. Bugün Diyarbakır’ın tarihinden söz ederken neredeyse insanlık tarihinden bahsediyoruz. Böyle kadim bir şehre sahip olmak ülkemiz açısından çok ama çok büyük bir zenginlik. Artık yapmamız gereken bu zenginliği evrensel bir değer haline getirecek her türlü çabayı göstermek olmalıdır.” diye konuştu.
“Bu Kadim Şehri Tanıtmak Adına Gayret Göstermek Zorundayız”
“Dünyanın dört bir yanındaki insanların tarihi bir kent ziyaret etmek istediklerinde akıllarına ilk gelecek şehirlerden birinin Diyarbakır olmasını hep birlikte, el birliğiyle sağlamalıyız. Diyarbakır’ı seven, Diyarbakır halkının refahını önemseyen, Diyarbakırlı çocukların geleceğe güvenle bakmasını isteyen herkesin bu ortak amaç doğrultusunda kenetlenmesini, hiçbir mazeretin arkasına saklanmadan, birlikte hareket etmesini sizlerden bekliyoruz. Diyarbakır’ı kültür, sanat, ve inanç turizminin merkezlerinden biri haline getirmek, turizm potansiyelini etkin bir şekilde yönetmek ve bu kadim şehri dünyanın dört bir yanında tanıtmak adına elimizden gelen gayreti göstermek zorundayız.” diyen Ersoy, merkezi hükümet ile yerel yönetimlerin uyum içerisinde yürüttükleri çalışmalarla Diyarbakır’da çok kıymetli çalışmaların hayata geçtiğini belirtti.
Ersoy, şehrin hem bugününe hem de geleceğine yönelik çalışmalarda emeği geçenleri kutladı.
“İbadethanelerin, Saygının ve Aramızdaki Kardeşliğin Nişanesi Olduğuna İnanıyoruz”
Farklı kültür ve inançların bir arada huzur içinde yaşadığı, özgürce ibadet edebildiği Diyarbakır’ın, birçok kıymetli yapıya da ev sahipliği yaptığına işaret eden Ersoy, bu yapılar arasında Surp Giragos Ermeni ve Mar Petyun Keldani kiliselerinin de önemli bir yer tuttuğunu vurguladı.
Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kültürel mirasımızın önemli hazinelerinden olan bu iki yapı, maalesef geçtiğimiz yıllarda şehrin huzur ve barışına gölge düşürmek isteyen terör grupları tarafından hedef alınarak tahrip edilmişti. Anadolu’nun dört bir yanında bulunan ibadethanelerin, saygının ve aramızdaki kardeşliğin nişanesi olduğuna inanıyoruz. Unutmamalıyız ki; ibadethanelere ve inançlara saygı kadar bunların korunması da o kadar önemlidir ve biz bunu aynı zamanda kendi sorumluluğumuz olarak görmekteyiz. Bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz Surp Giragos Ermeni ve Mar Petyun Keldani kiliselerinin restorasyonları da bu sorumluluk anlayışı çerçevesinde gerçekleştirilmiştir. Bu çerçevede Surp Giragos Ermeni kilisesinde yarın ayin gerçekleşecek olmasından, terörün hedefi olan bu yapının yeniden ibadete açılacak olmasından ötürü kilise cemaatinin heyecanını paylaştığımızı belirtmek isterim.”
Orta Doğu’daki en büyük Ermeni Gregoryen kilisesi olan bu yapının sadece kentteki vatandaşlar açısından değil dünya kültürel mirası açısından da ne denli önemli bir yapı olduğunun bilindiğini dikkati çeken Ersoy, Surp Giragos Ermeni ve Mar Petyun Keldani kiliselerinin restorasyonunun yaklaşık 32 milyon liraya mal olduğunu aktardı.
Ersoy, bu restorasyonların kültürel mirasın korunması adına çok anlamlı bir çalışma olduğuna inandığını dile getirerek, bu vesileyle Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğümüz kontrolünde yürütülen bu çalışmalara sağladıkları desteklerden ötürü Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına ve özellikle Bakan Murat Kurum’a teşekkür etti.
Sadece bu yapıların restore edilmesinin yetmediğini belirten Ersoy, “Önemli olan bu yapıların yaşamasını sağlamamız ve kültür zenginliğine, Diyarbakır’ın kültür çeşitliliğine bu yapıları konsept bir şekilde katmamız gerekiyor.” dedi.
“Kültür Yolu Festivallerine İstanbul, Ankara’dan Sonra Diyarbakır’ı da Katmak istiyoruz”
Ersoy, mayıs sonu itibarıyla “Kültür Yolu Festivallerinin Anadolu’nun çeşitli yerlerinde başlayacağını hatırlatarak, şunları kaydetti:
“İstanbul’da Beyoğlu Kültür Yolu festivaliyle başlamıştık. 28 Mayıs’ta Başkent Kültür Yolu, yani Ankara’yı da dahil ederek festival zincirini genişletiyoruz. Geçen haftaki ziyaretimde yerel yönetimlerimizle, Valimizle ve STK’lerimizle yaptığımız toplantıda Diyarbakır’ı da sonbahardaki zincirin halkasına ekleme kararı aldık. 1-16 Ekim itibarıyla Kültür Yolu Festivallerine İstanbul, Ankara’dan sonra Diyarbakır’ı da katmak istiyoruz. Özellikle Ermeni cemaatimizden de rica ediyorum, bu festivalde onlar da güzel bir etkinlikle yer alsınlar. Biz de ihtiyaç duydukları desteği vereceğiz hem finansman hem organizasyon açısından. Önemli olan Diyarbakır’ın bu kültürel zenginliğini, çeşitliliğini hem Diyarbakır’a hem Türkiye’ye yansıtmamız. O yüzden de güzel bir başlangıcı tekrar burada kilisemizle yapmış oluruz diye düşünüyorum.”
musannat/ Kaynak